Başlangıç Tarihi :
Bitiş Tarihi :
    
Muhterem Müslümanlar! Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Allah, müminlere kendi içlerinden; onlara ayetlerini okuyan, onları günahlardan arındırıp tertemiz yapan, onlara kitap ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle büyük bir lütufta bulunmuştur...” Okuduğum hadisi şerifte ise Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyurmaktadır: “İlim öğreten kimseye, öğrettiği ilimle amel edenlerin kazandıkları sevap kadar sevap verilir…”
Detay
    
    
Muhterem Müslümanlar! Peygamber Efendimiz (s.a.s) çocukları çok severdi. Bir defasında sahabeyle birlikte otururken yanlarına torunu Hz. Hasan geldi. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) hemen onu kucağına aldı, bağrına bastı ve öptü. Peygamberimizin bu halini gören bir kişi, “Benim on tane çocuğum var, ben onlardan hiç birini öpmedim.” dedi. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (s.a.s) şöyle buyurdu: مَنْ لاَ يَرْحَمُ لاَ يُرْحَمُ “Merhamet etmeyen kimseye merhamet olunmaz.”
Detay
    
Muhterem Müslümanlar! Allah Resûlü (s.a.s) ve ashâb-ı kirâm hicretin onuncu yılında hac ibadetini eda etmek üzere Arafat’ta bir araya gelmişlerdi. Peygamber Efendimiz (s.a.s) o gün, Allah’ın emir ve yasaklarını, İslam’ın evrensel mesajlarını, insan hak ve hürriyetlerini ilan etmişti. Yıllar sonra “Veda Hutbesi” olarak anılacak bu konuşmasında yer alan hikmet yüklü mesajlardan biri de can dokunulmazlığıdır. Nitekim Resûl-i Ekrem (s.a.s) Veda Hutbesi’nde insanlığa şöyle seslenmiştir: “Ey insanlar! Bu Zilhicce ayınız, bu Mekke şehriniz, bu arefe gününüz nasıl mukaddes ise canlarınız, mallarınız, ırzlarınız, şeref ve namusunuz da aynı şekilde mukaddestir, dokunulmazdır.”i
Detay
    
Muhterem Müslümanlar! Peygamber Efendimiz (s.a.s) bir defasında vatan müdafaasının önemini ve faziletini şöyle anlatmıştır: “Vatanı korumak için bir gün ve bir gece nöbet tutmak, bir ay nafile oruç tutup geceleri nafile namaz kılmaktan daha hayırlıdır. Mümin nöbet tutarken ruhunu Allah’a teslim etse bile amel defteri kapanmaz. Allah, onu rızıklandırmaya devam eder…”
Detay
    
    
    
Muhterem Müslümanlar! Yüce dinimiz İslam, toplum hayatında huzur ve sükûnetin hakim olmasını amaçlar. Bunun için iyilik ve fedakârlığı, yardımlaşma ve paylaşmayı emreder. Kötülüğü, bencilliği ve cimriliği ise yasaklar. İnsan, yaratılışı gereği bir diğerinin ilgi ve sevgisine, yardım ve desteğine ihtiyaç duyar. Cenâb-ı Hak “Dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında biz paylaştırdık. Bir kısmı diğerini istihdam etsin diye çeşitli alanlarda kimini kimine, derece derece üstün kıldık.” buyurarak bu gerçeği bize haber verir. İnsana düşen sahip olduğu imkanları bencilce kullanmak değil, elindekileri kardeşleriyle paylaşmaktır. İşte insana paylaşma bilinci kazandıran, böylelikle dünya ve ahiret mutluluğuna, nihayetinde Rabbinin rızasına kavuşturan tüm ibadetlerin ortak adı infaktır.
Detay
    
Yüce dinimiz İslam, toplum hayatında huzur ve sükûnetin hakim olmasını amaçlar. Bunun için iyilik ve fedakârlığı, yardımlaşma ve paylaşmayı emreder. Kötülüğü, bencilliği ve cimriliği ise yasaklar. İnsan, yaratılışı gereği bir diğerinin ilgi ve sevgisine, yardım ve desteğine ihtiyaç duyar. Cenâb-ı Hak “Dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında biz paylaştırdık. Bir kısmı diğerini istihdam etsin diye çeşitli alanlarda kimini kimine, derece derece üstün kıldık.” buyurarak bu gerçeği bize haber verir. İnsana düşen sahip olduğu imkanları bencilce kullanmak değil, elindekileri kardeşleriyle paylaşmaktır. İşte insana paylaşma bilinci kazandıran, böylelikle dünya ve ahiret mutluluğuna, nihayetinde Rabbinin rızasına kavuşturan tüm ibadetlerin ortak adı infaktır.
Detay
    
Muhterem Müslümanlar! Bir sahabi, Peygamber Efendimizin yanına gelerek ona şöyle dedi: “Ey Allah’ın Resûlü, bana İslâm ile ilgili öyle bir nasihat ver ki, bu konuda başka kimseye soru sorma ihtiyacım kalmasın.” Bunun üzerine Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyurdu: “Allah’a inandım de, sonra da dosdoğru ol”i
Detay