22.05.2017

Diyanet İşleri Başkanı Görmez’den Diyarbakır'da

Diyanet İşleri Başkanı Görmez’den Diyarbakır'da

 

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Diyarbakır'ın Fethinin yıldönümü vesilesiyle geldiği Diyarbakır'da, İl Müftülüğü hizmet binası başta olmak üzere bir dizi açılış yaptı. 

İçinde sosyal ve kültürel alanlarının da olduğu, altı binadan oluşan kompleks halinde düzenlenen Diyarbakır İl Müftülüğü, 300 öğrenci kapasiteli Bölge Kız Kur'an Kursu, Çınar İlçe Müftülüğü hizmet binası ve Kur'an Kursu açılış programlarına katılan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, "Bugün sadece Diyarbakır için değil, sadece Türkiye için değil, topyekûn Anadolu İslam medeniyeti tarihi için önemli bir gün. Bugün Diyarbakır'ın surlarını, kapılarını ve gönüllerini sevgili Peygamberimizin insanlığa getirdiği rahmet mesajına açtığı tarihin 1378. yıl dönümü. Bugün Diyarbakır'ın 1378 yıl önce, Peygamberimizden yedi yıl sonra gönüllerini, surlarını, kapılarını İslam'a, İslam’ın rahmetine, Kuran'a, imana açtığı gün. Bugün sadece Türkiye için değil, İslam ümmeti için önemli bir gün" dedi.

İslam Medeniyetinde üç önemli tarihin olduğunu kaydeden Başkan Görmez, “İslam medeniyetinde üç önemli tarih vardır. Birisi Diyarbakır'ın kapılarını İslam'a açtığı yıl 639 yılı, diğeri 1071 Malazgirt  zaferi, bir diğeri ise 1453'te Peygamber müjdesine nail olan Fatih öncülüğüne  İstanbul'un kapılarını İslam'a açmasıdır. Diyarbakır fethi Malazgirt Zaferinin önünü açmıştır. Malazgirt Zaferi İstanbul'un fethinin önünü açmıştır” diye konuştu.

Bugünün Diyarbakırlı herkesin mutluluk günü olduğunu kaydeden Başkan Görmez, açılış programında yaptığı konuşmada şunları söyledi;

Diyarbakır'ın fethi, İslam medeniyeti ve İslam tarihi için önemli bir gündür…”

Bugün Diyarbakırlı kardeşlerimizin mutluluk günüdür. Eğer Diyarbakır bugünün kendisi için ne kadar önemli olduğunu bilse Diyarbakır'da yaşayan her kardeşimiz bugün bayram yapar. Çünkü bugün Diyarbakır'ın fetih günü. Diyarbakır'ın kalbini, surlarını, kapılarını İslam'a, sevgili Peygamberimizin rahmet mesajlarına açtığı gün. Allah ebediyete kadar İslam'dan bizi ayırmasın. İslam, Diyarbakır'ın ruhu, özü, mayasıdır. Hep birlikte Diyarbakır'ın bu ruhunu, kalbini daima ayakta tutmalıyız. Diyarbakır'ın fethi, İslam medeniyeti için, İslam tarihi için önemli bir gündür. Peygamberimizin vefatından yedi yıl sonra Ulu camide Hz. Peygamberin arkadaşlarının secdeye gitmesi Diyarbakır için tarihi bir öneme sahiptir.

Türkiye'nin dini istikrarının, dini bütünlüğünün, din güvenliğinin teminatı Diyanet İşleri Başkanlığımızdır…”

Coğrafyamız bize Müslüman bir ülkenin dini istikrarının, dini bütünlüğünün, din güvenliğinin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Suriye, Irak, Yemen, Libya hep birlikte hal diliyle bize şöyle haykırıyor, 'Ey umut bağladığımız Türkiye'deki Müslüman kardeşlerimiz, sakın dini istikrarınızı bozmayın, dini bütünlüğünüzü bozmayın, sakın din güvenliğinizi tehlikeye sokmayın. Sizi birleştirmeye gelen dini tefrikaya dönüştürmeyin. Din üzerinden birbirinizle didişmeyin. Rahmet olan dini zahmete çevirmeyin’ Türkiye'nin dini istikrarının, dini bütünlüğünün, din güvenliğinin teminatı Diyanet İşleri Başkanlığımızdır. Diyanet İşleri Başkanlığımız İslam'a hizmet etmek isteyen bütün kardeşlerimizle beraber ülkemizin başka dünyalarda yaşadığımız sıkıntıları yaşamaması için 120 bini aşan din gönüllüsüyle birlikte çalışma içerisindedir. Bunun için bütün müftülüklerimiz asla sıradan bürokratik bir mekanizmaya dönüşmemelidir. Müftülüklerimiz sıradan bir devlet dairesine dönüşmemelidir.

Diyarbakır'ın 'Allah Allah' diye atan bir kalbi var…”

Müftülüklerimiz bütün din gönüllüleriyle birlikte şehrin kalbinin 'Allah Allah' diye atması için çaba göstermelidir. Diyarbakır'ın böyle bir kalbi var ve o kalp 'Allah Allah' diye atan bir kalptir. Küresel ve yerel ölçekte zalimler, bu şehrin kalbinin 'Allah Allah' diye atmaması için çaba gösterdiler. Bu şehrin çocuklarını, bu milletin çocuklarını kandırdılar, dağlara götürdüler. Başka gayeleri yoktu. Onların tek gayeleri, 1378 yıl önce kalbini ve surlarını İslam'a açan bu şehrin kalbinin 'Allah Allah' diye atmaması içindi. Ama  beyhude. 1378 yıl önce bu şehir kalbini İslam'a nasıl açtıysa, bu kalp ebediyen İslam'ı koruyacak ve muhafaza etmeye devam edecektir.

Masasında oturan müftü değil,  halkın içinde olan, kapıyı çalan her kardeşimizin derdine derman olmaya çalışan müftüler olmalıyız…”

Masasında oturan müftüler değil,  halkın içinde olan, kapıyı çalan her kardeşimizin derdine derman olmaya çalışan müftüler olmalıyız. Diyarbakırlı kardeşlerim, bu binalar sadece müftülük personeli için değil, sizler için. Her derdinizi alıp gelin buraya. Kendini camiye hapseden imam bu şehrin kalbini ayakta tutamaz. İmam, her gün camide namazını kıldıracak ama mihrabın ruhunu sokaklara, evlere taşıyacak. Müezzinin görevi sadece günde beş defa ezan okumak değil. Ezanın ruhunu çocuklara, gençlere taşıyacak. Biz Hz. Peygamberden beri doğan her Müslüman çocuğumuzun kulağına ezan okuruz. Mühim olan o ezandır. Biz çocuklarımızın kulağına ezan okumayı terk edersek minarelerdeki ezanı da kaybederiz.

Diyarbakır çok zor zamanlar geçirdi. Hepinize geçmiş olsun. Allah bir daha o günleri bize göstermesin. Sokaklarda çukurların kazıldığı, insanların öldürüldüğü o günleri Allah Diyarbakır’a bir daha yaşatmasın. Yaşatmaması, için dersler ve ibretler alarak Diyarbakır’ın o ruhunu, kalbini ayakta tutmalıyız. O kalp ilelebet payidar olsun. O ruh, aşk hiçbir zaman sönmesin.

Açılış ve temel atma törenlerinde Diyanet İşleri Başkanı Görmez’e, Diyarbakır Valisi Hüseyin Aksoy, Büyükşehir Belediye Başkanı Cumali Atilla, Diyarbakır İl Müftüsü Burhan İşliyen, çevre illerin müftüleri, ilçe müftüleri ve çok sayıda vatandaş eşlik etti.