21.01.2020

 İlçe Vaizimiz Sayın M. Ali VAROL ‘Temel Aile Bilinci’ Projesi kapsamında Seminerler Verdi.

 İlçe Vaizimiz Sayın M. Ali VAROL ‘Temel Aile Bilinci’ Projesi kapsamında Seminerler Verdi.

 

  İlçe Vaizimiz sayın M. Ali Varol, merkez Hanbaşı Camiinde, Merkez ve köy personeli imam-hatip ve müezzin-kayyımlara, Temel Aile Bilinci Projesi kapsamında bir dizi seminerler verdi. Diyanet İşleri Başkanlığının başlattığı projenin konu başlıkları ise şunlardı; 

 

1- Ailem ve Ben

2- Ailemde bir çocuk var; Ailemde bir genç var

3- Ailemde Bir yaşlı var

4- Ailemde bir engelli var

5- Teknoloji ve aile

  

      Ailem ve Ben

    Evlilik kurumu ve aile insanın kendisini haramdan korumanın yegane yolu olduğundan Allah nikah müessesini meydana getirmiştir. Peygamber efendimizin hadiste buyurduğu üzere eşlerin bir biri üzerinde hakları olduğuna dikkat eden sayın Varol, en önemli meselelerimizden birinin de aile olmakla ortaya çıkan eşlerin karşılıklı haklara riayet etme olduğunun altını çizdi. bu hakların hakkıyla yerine getirilmesi halinde aile ortamının rahmete döneceğini bununla birlikte toplumunda rahmete dönüşeceğine dikkatleri çekti. Bütün kurumların sağlamlaşması yine aile kurumunun sağlamlaşması ile olacağını dile getiren varol, Bundan dolayı aile mefhumunu sağlamlaştırmak İçin sosyal medyanın olumsuzluklarına dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. Toplumun dolayısıyla hayatın en önemli kurumu olan aile, bir birimizi anlama çabasıdır. Eşlerin bir birine karşı meveddetle/muhabbetle sevgi beslemelerini ve jest ve mimiklerin, konuşma üslubunun ve dahi küçük yüz ifadelerinin tahammül sınırlarını aştığını ve sonucun aile dağılımına yani boşanmaya vardığını bilmemiz gerekiyor... bundan dolayı eşlerin bir birine karşı anlayışlı olmamız ve tahammül ile davranmamız gerekiyor. Peygamberin ifadesiyle biri ateş iken diğeri su olmalı... Ailenin en önemli fonksiyonlardan biri de bir birlerini hatalarda uyarmalarıdır. İnsanın tabiatında olanlardan biri de neslinin devamıdır aile bu isteğinin karşılanması içinde bir kurumdur. Eşlerin arasındaki sevginin ve ailenin en güzel yanlarından biri de çocuktur. Çocuğun erkek ya da kız olması farketmez çoçuğun Allah tarafından emanet olduğu unutulmamalı ve erkek olmadığı zaman anneye hakaretler edilmemesi her iki şekilde razı olmak ve çocuklar İçin şükr edip sevinmelidir. Çocuğun erkek olmaması sebebiyle hakaret eden ve bunda ısrar edenler ise cahillerdir. Annenin ailedeki önemine değinen Varol şunları söyledi; Bşr hadisi Şerif’te peygamber efendimiz (as) şöyle buyurmuştur; Anne ile evladının arasını ayıranın, Allah ta kıyamet günü sevdikleriyle arasını ayırır. Annenin ailedeki yeri bilinmeli ve onun çocuğunu karşılıksız ve menfaatsiz sevdiğini saydığını bilerek ona saygı gösterilmelidir. Anne evin terbiyecisi ve çocuğun ilk öğretmenidir. Eğer anne görevini ihmal ederse o zaman çocuk oluşan boşluğu kendince doldurmaya çalışır ve psikolojik travmalar yaşayan bir birey yetişmiş olur ki bu da dejenere olmuş bir toplumun oluşmasına neden olur, bundan dolayı ebeveynler, üzerlerine düşen görevlerini ihmal etmeyerek çocuklarına ve bir birlerine karşı davranışlarına dikkat etmelidirler... Maneviyata yatırım yapmalı salt/yalnızca maddiyata önem vermeyen bir aile olmalıyız. Allah’ın hakları ve kulların hakları gözetilmeli ve dinin bizden isteklerini yerine getiren bir aile kurmaya çalışmalıyız ve bu sayede rabbimize yönelmeliyiz... bizler kendi cemaatimizin maneviyatından sorumlu olduğumuzu söyleyen sayın varol, bunun hakkının verilmemesi sonucunda ise hesabını Allah’a karşı vermenin zorluğunun altını çizdi... 

 

      Ailemde bir çocuk var; Ailemde bir genç var

Peygamber (as) in gençlere ve çocuklara verdiği değerin/önemin üzerinde duran sayın Varol; Peygamberimizin Usame b. Zeydi islam ordularının başına getirmesi ve Muaz b. Cebeli Yemene vali olarak göndermesi Peygamberin gençlere verdiği önemin göstergesidir. Kuşu ölen bir çocuğu taziye için ziyarete gitmesi ise peygamberin çocuklara değerinin ne kadar önem verdiğinin ve onlar hakkında hassasiyetine örnek olur. Bir diğer örnek ise; Hz. Enes b. Malik’in anlattığı şu rivayet olabilir; “Peygamberin(as) yanında on yıl boyunca kaldım ancak bir gün bile yaptığım bir hatadan dolayı beni azarladığını görmedim.” Allah resulü kıyamet günü  arşın gölgesinde gölgelenecek yedi kişiden biri de İmanının şuurunda olan gençtir. Diye buyrulmuştur.  Ergenlik çağına yeni giren bir gence yaklaşımlarda daha dikkatli olmak gerekiyor. Daha önce anne ve babasına tavır takınmayan genç, ergenlik yani gençlik yıllarının başlangıcında davranışlarında değişiklik gösterir. Gençler büyüdüğünü göstermenin derdinde oldukları İçin anne ve baba ona yaklaşımlarında kuran ve sünnet odaklı olup davranışlar ona göre şekillenmelidir. Gençler hal ve hareketlerinde genellikle babalarını örnek alırlar. Gençlerimize vereceğimiz bilgilerin temeli çocukluktan gelmedir... sayın Varol,

Her çocuğun eğitimi anne babası tarafından yapılmalı bunun takibatını başkalarından beklememeliyiz. Yani gençlerimize karşı davranışlarımızda planlı ve programlı olmalıyız diyerek gençliğe yaklaşımda davranışın ve çocukluk eğitiminin önemine değindi. 

Gençleri dinlemeli, onları aşağılamamlı sözlerini anlamaya çalışarak onları kazanmalıyız... her şeyden önce gençlere zaman ayırmalıyız...

Peygamberimiz kendine zina etmek için gelen genci dinlemiş onu ikna ederek vazgeçirmiş ve ona dua etmiştir. Bizlerde peygamberin metoduyla gençlere yaklaşmalı ve hatalarından vazgeçirmeliyiz... //gençleri eleştirmek yerine, takdir etmek; kıyaslamak yerine, oldukları gibi kabul etmemiz gerekiyor.//

Sayın varol; gençlerin her gün hocalara bas bas bağırdıklarını, neden bize yardım etmiyorsunuz? Bizi bulunduğumuz çukurdan kurtarmıyorsunuz? Günah bataklığından çıkarmaya çalışmıyor ve yol göstermiyorsunuz? Diyerek serzenişte bulunduklarını dile getirerek, gençlerin bize olan ihtiyaçlarının altını çizdi. Gençlere güvenmemiz gerektiğini bilmeli ve onlara sorumluluk vererek değer verdiğimizi göstermeliyiz. İman, rahmet ve sabır silahını kuşanarak gençlere yaklaşmalıyız. Gençlerimizin ve çocuklarımızın arkadaşlarına dikkat etmeli onların maneviyatına olumlu yönde etki eden, onları Allahın yolunda ilerleyen bireyler kılacak Kişiler olmasına dikkat edilmelidir.

Şu ayet unutulmamalı ve bu bilinçte hareket edilmelidir; “Unutmayın ki mallarınız ve evlatlarınız sizin için birer imtihandır” (Enfal  28. Ayet)

     Ailemde Bir Yaşlı Var

İnsanın cenneti de cehennemi de anne ve babasıdır. Allah’ın onlara öf bile demeyin dediğini unutmayın. Anne ve babaya yapılanın aynısı evlatlarının da başına gelmedikçe (evlatlarınca) Allah onların canını almaz. Bu kuran ve sünnette böyledir. Anne ve babamızın huzurlu yaşamalarına Yardımcı olmalıyız. Bizden yapılamayacak bir şey istediklerinde bunu makul bir çerçevede yapmaya çalışmalı ve onları istediklerinden vazgeçirmeliyiz... Ne ebeveyn ne de çocuk nezaketsiz olmamalıdır. Yaşlılarla beraber olmaya zaman geçirmeye çalışmalı ve onlardan hayat hakkında ders almalıyız.. Anne ve babamızdan dua almaya çalışmalı ve peygamberin belirttiği şu hadis hatırlanmalı; şu iç kişinin duası geri çevrilmez ki bunlardan biri de anne ve babanın duasıdır. Şu hadiste asla unutulmamalı; burnu yerine sürtünsün, kimin ya Resulullah? Anne ve babasından biri veya her ikisi yanında yaşlanan biri cennete girmeyen kimsenin... İşte bundan dolayı kendimize dikkat etmeli anne ve baya saygıda kusur etmemeye azami derecede dikkat etmeliyiz. Sayın Varol; yaşlılara hürmetin kuran ve sünnet çerçevesinde verilmesinin önemini defalarca altını çizerek belirtti...

              Ailemde Bir Engelli Var

Sözlerine şöyle başlayan sayın Varol; Yer yüzünün en çirkin insanı bile olsan samimi olursan (Allah yolunda) cennet kapıları senin için sonuna kadar açılır. Demek mesele takvadır! Mesele şükürdür! Bedeni engelli olmak ibadete engel değil, asıl olan engelin ruhta bulunmayışıdır diyerek takvaya ve engelli olmanın ibadete engel olmayışının altını çizdi. Sayın varol; engelli insanlara karşı davranışlarımızda sağlam bir insan gibi olmamız gerektiğini söyleyerek bu sayede onların da psikolojik travmalar yaşamaya engel olunabileceğini dile getirdi. Onlara acımak İçin değil insan oldukları İçin bakmak gerekir... Engelli olan kişinin engelli olmayandan bir farkı yoktur her ikisinin de hayalleri ve sorumlulukları vardır. Engellilik sorumluluğa engel teşkil etmez! 

Akıl başta olduğu sürece engellilerde Allah’a karşı sorumluluklarında herkesle aynı durumdadırlar. Bu bilinci onlara güzel bir dille anlatmalıyız. Engelli olan bir çocuğun yük olarak görülmesi büyük bir yanılgıdır. Unutulmamalıdır ki her kim engelli olan aile bireylerine hakkıyla sahip çıkarsa Allah onların dünya ve ahiret işlerini kolaylaştırır. Şefkat ve merhamete muhtaç olanlara yardım edilmeli ki saadete ulaşılsın. Engelli çocuk sahibi olan ailelerde ümitsizlik, çaresizlik, korku gibi durumların yaşanılabileceğine dikkatleri çeken sayın Varol; bu tür şaşkınlık ve zorluk getiren durumların aşılmasını sağlamaya çalışılarak, ebeveynlerin bir birlerine sabrı tavsiye etmeli gerektiğini ve aile bireylerinin bir birini teskin etmelerinin gerekliliğini vurguladı... Kulun engellere karşı sabrının müjdesini peygamber şöyle buyuruyor; yüce Allah şöyle buyurdu; çok sevdiği halde kulumun iki gözünü aldığımda sabr ederse mükafatı ebedi cennettir”

Engellilerinde yaşama ve toplumda kabul görme hakkı vardır. Annesinin karnında bile engelli doğacağı bilinse yine de cana kıymanın vebali ve o çocuğun yaşama hakkı bilinmeli ve o çocuk hayata getirilmelidir... Aile bu duruma imtihan olarak bakmalı ve sabretmelidir... Engellilerin de sağlık ihtiyaçlarının karşılanma ve eğitim görme hakkı vardır... kendilerine çalışabilecekleri bir alan oluşturmak bizim, ailelerinin, toplumun ve devletin sorumluluğudur. Onları eve kapatmaktan ziyade, onların toplumla kaynaşması İçin yerler açılmalıdır. Nice engelli vardır ki büyük başarılar elde etmiştir. Her zaman peygamberin şu hadisi aklımızda olmalı; “zorlaştırmayın, kolaylaştırın” bu sayede engellileri hatırlayarak yapıtlar inşa etmeliyiz. Onların bizim gibi hareket etmeleri için elimizden geleni yapmalıyız...   Sayın Varol; sözlerine "engelli kardeşlerimizin tedavi olmaları İçin yardım edelim ve onlara manevi olarak destek olalım" diyerek son verdi.

             Teknoloji ve aile

Sayın varol; sadece fayda yönüyle Ya da sadece zarar yönüyle teknolojiye bakmak bir işe yaramaz her iki yönüyle de değerlendirmek gerektiğini dile getirerek teknolojinin iki yönlü (iyi kötü) olduğunu belirterek katılımcıların dikkatli olmasını sağladı. Eylemlerimizin ve bakış açımızın teknolojiyi nasıl kullanacağımızı belirtmenin önemine değinen Sayın Varol,  dikkat edilmezse teknoloji bağımlılığının uyuşturucu bağımlılığından daha beter olabileceği aşikardır. Bunun en önemli örneği ise ilkokul çağında olan çocukların sosyal medyada yoğun bir şekilde aktif olmasıdır. Ebeveynler çocuklarının teknolojiye bağımlılıklarına dikkat etmelidir. Çünkü sahip çıkılmadığı takdirde çocuklar sırf  -internet kafe gibi ortamlara gidip- oyun oynamak İçin yalan söylemeye başlayabilirler. Diyerek ailenin çocuklarına sahip çıkmalarının gerekliliğini dile getirdi. Sayın varol; her şeyin merak ile başladığının altını çizerek bu merak ile başlanılan bilgisayar oyunlarının toplumu dejenere etmek ve insanı ahlaksızlığa sürüklemek için olduğunun altını çizdiler. Sosyal medya ve oyunlar içerisine serpiştirilen ahlaksız reklamlar ve Mesajlar çocukları ve gençlerin ahlaklarını bozmakla kalmaz canlarını almaya yani intihara kadar sürükler... Sosyal medyada bulunan sohbet odaları gibi ortamlar gençlerin ahlakını bozmakla kalmaz onların toplumdan soyutlanmasına kadar gider. Özellikle gençler bu ortamlara çevrelerindeki arkadaşları tarafından girer ya da arkadaş çevrelerini kaybetmemek için girerler. Bu konuda Ebeveynlere düşen çocuklarına sahip çıkmak ve çocukluktan beri onları güzel bir şekilde eğiterek bilinçlendirmektir...  sayın varol; günümüz televizyon dizilerinin de toplumdaki bilhassa gençlerin üzerindeki etkisine değinerek bu konuda sahte kahraman yaratan ve toplumun ahlaksızlaşmasına sebep olan dizilerin bozulmuş ve intihar ile  sonuçlanan bir hayatı yaşamak zorunda kalındığının altını çizdi. Bütün bu teknolojik gelişmelerden yaşanan olumsuzlukların giderilmesinde başta aile, sonrasında öğretmenler ve imamlar gibi toplumun eğiticileri ve önderlerine büyük bir iş düşmektedir. Bunun için hepimiz el ele vererek yaşanan bu olumsuzlukların önüne geçerek Allah’ın bir nimeti olarak teknolojiyi görüp bu şekilde kullanmasına çalışmalıyız ki Allahın huzurunda hesabın Çetin olduğu günde çocuklarımızın, ailemizin ve gençlerimizin hesabını hakkıyla verebilelim.... unutmayalım ki biz neysek çocuğumda odur! peygamberin şu hadisi her zaman akılda olmalı; hiçbir baba, çocuğuna güzel terbiyeden daha kıymetli bir bağışta bulunmamıştır. (Tirmiz’i, birr ve sıla. 33)