21.04.2017

DİYARBAKIR İL MÜFTÜLÜĞÜ KUTLU DOĞUM PROGRAMI

                     DİYARBAKIR İL MÜFTÜLÜĞÜ KUTLU DOĞUM PROGRAMI

 

Diyarbakır Il Müftülüğü Kutlu Doğum Programlarını Ilkini Dicle Üniversitesi Kongre Salonunda Gerçekleştirdi.

Diyarbakır İl Müftülüğü tarafından “Hz. Peygamber ve Güven Toplumu” temalı kutlu doğum haftası etkinliğine Diyarbakir Valisi Huseyin Aksoy’un yanı sıra Büyük Şehir Belediye Başkan Vekili Cumali ATİLLA, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Kamil Erkut GÜRE, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Ali DEMİR, Diyanet İşleri Başkanlığı Yaygın Din Eğitimi Dire Başkanı Bünyamin ALBAYRAK, İl Müftüsü Burhan İşliyen, STK temsilcileri, kamu kurum kuruluşlarının müdürleri ile çok sayıda vatandaş katıldı.

Dicle Üniversitesi Kongre Merkezinde düzenlenen etkinlik Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Programa ev sahibi olarak Selamlama konuşmasını yapan İl Müftüsü Burhan İşliyen; “Saygıdeğer davetliler yüreklerimiz, gönüllerimiz, evlerimiz, sokaklarımız, işyerlerimiz Hz. Peygamber’i misafir etmeye, ağırlamaya hazır hale getirmelidir” dedi.

Kutlu Doğum Haftası programında bir konuşma yapan Vali Aksoy şunları söyledi: “Değerli Konuklar;

Müslümanların yüreğinde oluşan peygamber sevgisinin tezahürü olarak, Hazreti Muhammed Efendimiz’in doğum yıl dönümü asırlardan beri kutlanmaktadır. Başlangıç itibarıyla 13. yüzyıla kadar uzanan bu kutlamalar, 1910 yılında resmiyet kazanmış, 1951 yılında ilk defa radyodan mevlit okutulmuş ve 1989 yılından itibaren ise Kutlu Doğum Haftası etkinliği adı altında kutlanmaya devam etmiştir.

Doğrusu o günden bugüne görülen tablo şudur ki, Kutlu Doğum Haftası ülkemizin her köşesinde ve her geçen gün daha büyük bir coşkuyla kutlanmakta ve milletimiz tarafından büyük kabul görmektedir.

İki cihan güneşi Hatemü’l-Enbiya Peygamber Efendimiz’in 1446. kutlu doğumunu idrak etmenin mutluluğunu ve heyecanını yaşıyoruz. O, âlemlere rahmet olarak gönderilmiş güvenilir, emin bir peygamberdir.

Tarih boyunca nice evliyalar, âlimler, mütefekkirler, şairler onun evrensel mesajını vermeye çalışmış, dilinin döndüğü kadar onu anlatmaya gayret etmiş, onun hakkında ciltler dolusu kitap yazmıştır. Şairin dediği gibi "Ben sözlerimi ancak onunla güzelleştiririm. Onun güzelliklerini anlatmaya gücüm yetmez."

Kıymetli misafirler; Bugün dünyanın her yerinde kan var, gözyaşı var. Her türlü kötülük ve zulüm var. İhanet ve şiddet var. Bu itibarla Peygamber Efendimiz'in getirdiği sevgi, saygı, barış, şefkat, merhamet, birlik, beraberlik, insanlık, güven ve emniyet gibi evrensel mesajlara tüm dünya ve insanlık her zamankinden daha fazla bugün ihtiyaç duymaktadır. Kutlamalar, bu yüce dinimizin gençlerimize, toplumumuza ve yabancılara, Müslüman olanlara veya olmayanlara en iyi şekilde tanıtılması, anlatılması, İslam dininin benimsetilmesi bakımından büyük önem arz etmektedir.

İman, ibadet, ahlak esaslarını kapsayan, yüce dinimizin kurallarının uygulanabilirliği, şekille değil, imanla, içten ve gönülden uygulanıyor olması, toplumun birliğini, beraberliğini, geleceğimizi, kurtarması bakımından çok önemlidir.

Ülkemizdeki huzur ve güvenin temini açısından "Mümin, İnsanların canları ve malları hususunda kendisinden emin olunan kişidir." buyuran Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) hayatının ve mesajının anlaşılması büyük önem arz etmektedir.

İnsanın sahip olduğu; can, akıl, din, nesil ve maldan ibaret beş temel hakkı koruma altına alan dinimizin prensiplerinin özümsenmesi, bu dinin ana kaynağı olan vahyin kendisine indirildiği peygamber efendimizin anlaşılması ve tavsiyelerinin dikkate alınmasıyla mümkündür. Nitekim Peygamber Efendimiz’in (S.A.V) hayatını okuyup irdelediğimizde insanın temel haklarına saygının ifadesi niteliğindeki pek çok tabloyla karşılaşırız.

Toplum fertlerinin birbirine güveni ve sahip olduğu haklar konusunda birbirinden emin olması Allah-u Teâlâ’ya (C.C) olan imanı ve O'na (C.C.) hesap verme endişesi ile yakından alakalıdır. Sağlam bir iman ve sağlam bir vicdana sahip kişilerin meydana geldiği toplumda insanların birbirine güveni en üst seviyededir. İmanın ve vicdanın zayıf olduğu bir toplumda ise asayişi sağlamak için alınan tedbirler ne kadar çok olursa olsun insanların birbirine güveni ve itimadı zayıftır. Bu nedenledir ki Peygamber Efendimiz ve ashabının yaşadığı döneme mutluluk asrı anlamına gelen Asr-ı Saadet denmiştir.

Bu tanımlama aynı zamanda onların birbirine olan güvenlerinin ne derece sağlam olduğunu en güzel şekilde ifade etmektedir.

Toplum olarak bizler Asr-ı Saadetteki gibi huzur ve güven içinde yaşayan fertlerden müteşekkil bir toplumu inşa etmek istiyorsak Peygamber Efendimiz’in (S.A.V) hayatını, mesajını tahkik etmeli ve yaşantısını örnek almalıyız. Ancak bu sayede birbirimizin hakkına riayet eden, komşusunu gözeten, fakirin ve yoksulun yardımına koşan, muhtaç olduğu halde başkasının ihtiyacını gideren, içlerinden birisinin acısını ve sıkıntısını kendi acı ve sıkıntısı gibi gören fertlerin meydana getirdiği topluma dönüşürüz.

Bu duygu ve düşüncülerle Kutlu Doğum Haftası’nın tüm İslam âlemine bereket getirmesini, Peygamberimizi en iyi şekilde anlamamıza ve kendisine indirilen vahyi hayatımıza tatbik etmemize vesile kılmasını Cenâb-ı Haktan niyaz ediyorum.”

Vali Aksoy’un konuşmasının ardından Diyanet İşleri Başkanlığı Yaygın Din Eğitimi Daire Başkanı Bünyamin ALBAYRAK tarafından ‘Hz. Peygamber ve Güven Toplumu’ konulu konferans verildi.

Diyarbakır İl Müftülüğü İlahi Topluluğu Korosu tarafından verilen ilahi ve kaside dinletisinin ardından program sona erdi.